2 Kasım 2007 Cuma

şems

seherin ortasında biten
sen ey yaldızdan diken

sıkıyorsa
bu yalnızlığa sen diren

tembel-teneke

demek gayret gerek
hayatta kalmak için

varlığımı fısıldayan yağmura
ispiyonlasaydım tezinizi

kıçıyla yağardı yüzünüze

macera-perest

sonunu bilseydim okumazdım kitabı

yemin ederim ki
izlemezdim hamleti
bilseydim öleceğini

öyleyse yazmazdım şiir
söyleyecek bir şeyim olsaydı.

inadına 'olmak'

kuleler savrulurlar rüzgarda
dizlerinin üzerine çöker bir papatya

kükrer rüzgarlı kuleler
bir ağızdan

boynunu kırar bir papatya

kuleler yıkılıverir bir çayıra

kahkahayla uzaklaşan rüzgara

orta parmağını gösterir
başını çıkaran ısırgan otu

üretken çelişkiler

kendi yokluğuna ağlamakta olan
şu malum sihirbaz

yavrusunu öldüren ananın sükunetiyle
kovdu
sonunda gelen goddot'u

sundu nefretini, en sevgilisine

durmaya üşendiği için koştu
nefesi kesilip, dizleri teslim olana dek

koştukça parlayan ışığında
gözyaşlarını sakladı

kimse bulamadı
ölümünü

hiç erişemedi
kendine

20 Ekim 2007 Cumartesi

randevu

herhangi bir kaldırımda
zamansız ve isimsiz bekliyorum
sakın çıplak gelme
insan etini seviyorum.

korku-fobia

yükseliyor gecenin katranı ufukta
beyaz aydan koparmak için bir diş
zıplaşıyor balıklar içinde

karanlık dokunduğunda eteklerine
sakın ismimi söyleme...!