sevip de ne yapacaksın?
yok olmaya davetiye mi çıkaracaksın?
yoksa yok olurken mi olabileceksin
hem yok hem de çok ve üstelik hiç olmadığın kadar var
iki kişi başlayıp üç
üçken dört
dörtken sekiz olacaksın
işte şu ağacın yaprakları gibi açacaksın kollarını
ve ne kadar çoğalırsa yaprakların
işte o kadar nefes alacaksın
10 Ekim 2012 Çarşamba
offff bir var oluş daha
koyu kalemle üzerinden iyice geçti çizginin
ta ki yırtılana dek
sonra bir şeyler olmasını bekledi
göğe baktı yağar ama yağmaz
etraftaki insanları süzdü
kimsenin olay çıkarmaya niyeti yoktu
kendine bakacaktı ama
bir türlü bakası gelmiyordu
birden koşmaya karar verdi
yorgunluktan yığılana kadar koşmak
üstünü başını yırtarak
çığlıklar atarak koşması gerektiğini düşündü
ve düşünürken yoruldu
etrafına baktı
mutlaka bir şeyler olmalı dedi
yanındaki çam ağacını süzdü
acaba bir yıldırım düşermi diye
doğru yaaa dedi
yağmur yağmıyor ki...
sonra cevabın yağmurda gizli olabileceğini düşünürken yoruldu
başka bir şey düşünmeliyim dedi
başka bir var oluş olmalı
ama ben bundan başkasını bilmediğim için hayal edemiyorum
nefes alabildiği anları düşündü
nefes almayı özledi
etrafına baktı
mutlaka yakınlarda bir şey olacaktı
tam da beklediği gibi bir şey
ama beklediği her neyse
evvet! diyecekti olduğunda
muhteşem olmalıydı bu olacak şey
içinde biraz hayatın anlamını
bolca da aksiyon barındırmalıydı
etrafına baktı
iyice nefes alamaz olmuştu
bu boşluk düşmekle bitmeyecek diye düşündü
niye bunu düşünüyorum diye düşündü
bunu düşündüğümü niye sorguluyorum diye düşündü
herkes yaparken ben niye düşünüyorum diye düşündü
düşündüğünü düşünmekten yoruldu
etrafına baktı
hala bir şey olmamıştı
hala beklenmedik hiç bir şey yoktu
o da beklenenin hiç gelmeyeceğini kabul etmemek için
emeklemeye başladı düşüncelerinin arasında
dizlerinin üzerinde son düşünceden ilk düşünceye doğru gidiyordu
tam ilk ne zaman beklemeye başladığını bulacaktı kiii
Godo göründü,
Sırtında yeşilli kırmızılı bir pelerin, mor atının üstünde
tahta kılıcını çekmiş, dikiliyordu karşısında
merak etme dedi... bundan sonra düşünmene gerek olmayacak
ben bütün cevapları senin için de bileceğim...
ta ki yırtılana dek
sonra bir şeyler olmasını bekledi
göğe baktı yağar ama yağmaz
etraftaki insanları süzdü
kimsenin olay çıkarmaya niyeti yoktu
kendine bakacaktı ama
bir türlü bakası gelmiyordu
birden koşmaya karar verdi
yorgunluktan yığılana kadar koşmak
üstünü başını yırtarak
çığlıklar atarak koşması gerektiğini düşündü
ve düşünürken yoruldu
etrafına baktı
mutlaka bir şeyler olmalı dedi
yanındaki çam ağacını süzdü
acaba bir yıldırım düşermi diye
doğru yaaa dedi
yağmur yağmıyor ki...
sonra cevabın yağmurda gizli olabileceğini düşünürken yoruldu
başka bir şey düşünmeliyim dedi
başka bir var oluş olmalı
ama ben bundan başkasını bilmediğim için hayal edemiyorum
nefes alabildiği anları düşündü
nefes almayı özledi
etrafına baktı
mutlaka yakınlarda bir şey olacaktı
tam da beklediği gibi bir şey
ama beklediği her neyse
evvet! diyecekti olduğunda
muhteşem olmalıydı bu olacak şey
içinde biraz hayatın anlamını
bolca da aksiyon barındırmalıydı
etrafına baktı
iyice nefes alamaz olmuştu
bu boşluk düşmekle bitmeyecek diye düşündü
niye bunu düşünüyorum diye düşündü
bunu düşündüğümü niye sorguluyorum diye düşündü
herkes yaparken ben niye düşünüyorum diye düşündü
düşündüğünü düşünmekten yoruldu
etrafına baktı
hala bir şey olmamıştı
hala beklenmedik hiç bir şey yoktu
o da beklenenin hiç gelmeyeceğini kabul etmemek için
emeklemeye başladı düşüncelerinin arasında
dizlerinin üzerinde son düşünceden ilk düşünceye doğru gidiyordu
tam ilk ne zaman beklemeye başladığını bulacaktı kiii
Godo göründü,
Sırtında yeşilli kırmızılı bir pelerin, mor atının üstünde
tahta kılıcını çekmiş, dikiliyordu karşısında
merak etme dedi... bundan sonra düşünmene gerek olmayacak
ben bütün cevapları senin için de bileceğim...
9 Ekim 2012 Salı
kendin
kuytu bir benin bireyselliğinde tıkabasa şirirmek egonu
ve herkes gibi yalnız olduğun halde
çocukça mızmızlanmak
imgelerden örgü yapmak
iki ters- bir düz
sorunlar yaratıp
çözümleri şişelere koymak oyunu...
ve şişeleri engin denizlere atıp
peşlerinden giderken boğulmak
ve herkes gibi yalnız olduğun halde
çocukça mızmızlanmak
imgelerden örgü yapmak
iki ters- bir düz
sorunlar yaratıp
çözümleri şişelere koymak oyunu...
ve şişeleri engin denizlere atıp
peşlerinden giderken boğulmak
kibrit çöpü
kuru kuşku denizinde yüzmek
çok da eğlenceli değil, malum
zira her tafafın yara bere
her tarafın çiziklerle dolu
oysa su gibi akmalısın
suyla birlikte
ve bu sebeple kuruyemiş denizleri değil de
ıpıslak su denizleri kuşatıyor dünyayı
elimi yüzümü yıkayayım şimdi biraz
yaralarımı temizleyeyim
söz veriyorum sonra kabul edeceğim
denizde yüzen bir kibrit çöpü olduğumu
ve en yakın kibritçöpü kümesinin
yazgım kadar uzaklıkta olduğunu
bu arada deniz gemileri yutar ama
kibrit çöpleri bir şekilde devam ederler yollarına:)
(T- Cetvelinin cengizine)
çok da eğlenceli değil, malum
zira her tafafın yara bere
her tarafın çiziklerle dolu
oysa su gibi akmalısın
suyla birlikte
ve bu sebeple kuruyemiş denizleri değil de
ıpıslak su denizleri kuşatıyor dünyayı
elimi yüzümü yıkayayım şimdi biraz
yaralarımı temizleyeyim
söz veriyorum sonra kabul edeceğim
denizde yüzen bir kibrit çöpü olduğumu
ve en yakın kibritçöpü kümesinin
yazgım kadar uzaklıkta olduğunu
bu arada deniz gemileri yutar ama
kibrit çöpleri bir şekilde devam ederler yollarına:)
(T- Cetvelinin cengizine)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)